13 Eylül 2016 Salı

DEHB'de Psikososyal ve Çevresel Etkenler

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun etiyolojisinde biyolojik etkenlerin temel bir rol oynadığı bilinmektedir. Fakat psikososyal etkenler de öenmlidir ve psikososyal etkenler daha çok altta yatan biyolojik yatkınlıgı arttırıcı role sahiptirler. Yani çevresel faktörler bozukluğun kalıcılığını, eşlik eden bozuklukların gelişimini, hastalık seyrini etkileyebilir.
Bugüne kadar anne-baba-çocuk iliskisinde ve aile işleyişindeki çesitli bozuklukların, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu etiyolojisinde rol oynadığı öne sürülmüstür. Ancak, yapılan çok sayıda çalışmanın sonucu, bu etkenlerin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu  oluşumunda birincil etken olmadıklarını, ancak dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile yakın iliskili “karşıt olma – karşı gelme bozuklugu” ve “davranım bozuklugu” etiyolojisinde çok önemli bir yere sahip olduklarını göstermektedir.
Çevresel etkenler arasında, prenatal ve perinatal dönemi de içeren zamanlarda çesitli toksik veya allerjen maddelerle karşı karşıya kalmanın, DEHB etiyolojisinde rol oynadığı öne sürülmektedir. Bu konuda üzerinde durulan maddeler, nikotin, alkol, kurşun, hormonlar, katkı maddeleri ve besin boyalarıdır. Ancak, bu maddelerle karşılaşmanın, en azından DEHB olan bireylerin pek çoğunda, bozukluğun ortaya çıkmasındaki temel neden olmadığı bilinmektedir.
Rol oynadığı düşünülen diğer etkenler de düsük doğum ağırlığı ve yaşamın erken döneminde olan travmatik beyin hasarıdır.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun Gidişatı

Çocukluklarında dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olanların %80'inin ergenlik döneminde de dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu  belirtilerini göstermeye devam ettikleri; bu çocukların %30-65'lik bölümünün ise eriskinlikte dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu belirtilerini taşıdıkları belirtilmistir. 
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu  olan çocukların izlemlerinde dikkati çeken bir bulgu; dikkat eksikligi belirtilerinin hiperaktivite ve impulsivite belirtilerinden daha kalıcı olduğudur. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun eğitim sorunlarına yol açtıgı, Amerika Birlesik Devletleri'nde DEHB tanısı olan çocukların yaklaşık %60' ının sınıf tekrarı, okuldan uzaklastırma, atılma gibi problemlerle karsşlaştıkları gösterilmiştir. DEHB olan çocuklarda ileriki yıllarda düsük özgüven, antisosyal kisilik özellikleri, alkol- madde kullanım bozuklukları, depresyon, anksiyete bozuklukları görülmüstür. Yine bu çocukların ileriki yıllarda yasalarla daha sık sorun yasadıgı, gençlik ve eriskinlik döneminde daha fazla trafik suçu isledikleri, rastgele cinsel iliskide bulunabildikleri gösterilmistir. 
Bildirilen tüm bu olumsuz sonuçlar uygun tedavi ile azalabilmektedir. 

9 Eylül 2016 Cuma

Erişkin DEHB'de Tedavi

Psikostimülan ilaçlar dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tedavisinde başlıca tedavi seçeneğidir.

Metilfenidat (Ritalin) ve Dekstroamfetamin (Dexedrine) kısa etkili olduklarından bölünmüş dozlarda verilmelidir. Günlük Metilfenidat dozu 0,3 mg/kg ile 1–1,3 mg/kg arasında titre edilebilir. Amfetaminler Metilfenidata göre iki kat daha potenttirler. Metilfenidat için başlangıç dozu 10 mg/gün; amfetaminler için 5 mg/gündür ve doz artışları birkaç günde bir yapılır. Etkin doza istenilen etkiler oluşana kadar veya yan etkiler oluşana kadar çıkılabilir. Psikostimülanların diğer ilaçlarla etkileşimi düşüktür. Psikostimülan ilaçların DEHB tedavisinde etkinliği kanıtlanmış olmasına rağmen olguların %20'sinde etkisiz kaldığı ve ilaç uyumsuzluğuna neden olan ciddi yan etkilerin oluştuğu bilinmektedir. Bu nedenle DEHB tedavisinde stimülan olmayan ilaçların etki ve yan etki açısından değerlendirildiği birçok araştırma gündeme gelmektedir. 

DEHB tanılı ergen ve erişkinlerin tedavisinde stimülan olmayan ilaçlardan biri de atomoksetin'dir. Günde tek doz kullanım olanağının olması, eş tanı durumlarda da etkili olması ve kötüye kullanımının olmaması nedeniyle DEHB tanılı ergen ve erişkinler için psikostimülanlara alternatif bir tedavi seçeneğidir. Atomoksetin özellikle prefrontal kortekste presinaptik norepinefrin taşıyıcılarının inhibisyonu ile dopamin ve noradrenalin düzeylerini arttırarak etki göstermektedir. Atomoksetin ağızdan alındıktan sonra, mide ve barsak sisteminden hızla ve tamamen emilir, emilimi yiyeceklerden etkilenmez. Başlangıç dozu sabahları kilo basına 0.5 mg'dır, önemli bir yan etki olmamışsa on gün aralarla kilo basına 0.8, 1.0 ve 1.2 mg olacak şekilde dereceli olarak doz artısı önerilmektedir. Dozu iyi tolere edemeyen, özellikle uyku hali gelişen hastalarda günlük dozun bölünerek verilebileceği bildirilmektedir. En yüksek dozun 1.4 mg/kg/gün veya 100 mg/günü geçmemesi önerilmektedir Çocuk ve ergenlerde bildirilen en yaygın yan etkiler karın ağrısı, iştah azalması, kusma, uyku hali,
sinirlilik, halsizlik, bas dönmesidir.  Günümüze kadar atomoksetinin kötüye kullanımı ve bağımlılığı ile ilgili bilginin olmadıgı görülmektedir. 

Trisiklik antidepresanlardan (TCA) İmipramin ve Desipramin DEHB tedavisinde etkili bulunmaktadır. TCA’ların yarı ömrü daha uzundur ancak terapötik sınırları dardır. Desipramin 150 mg/gün dozunda etkili bulunmuştur. Tam doza iki haftada ulaşılır ve klinik etkinliği dört haftadan sonra gözlenir. Tedavi cevabı ilacın dozuna, serum seviyesine, komorbiditeye, cinsiyete bağlı değildir. TCA’ larla tedavi 25–50 mg/gün dozunda başlamalı, dört-beş günde %20–30 arttırılmalıdır. TCA’ların en sık görülen yan etkileri antikolinerjik (ağız kuruluğu, bulanık görme, konstipasyon) etkilerdir. 

Bupropiyon hidroklorid bir aminoketon antidepresandır. Komorbid duygudurum bozuklugu olduğunda DEHB tedavisinde etkili olduğu düşünülmektedir. 360 mg/gün dozunda altı-sekiz hafta kullanıldığında etkili olduğu gösterilmiştir. DEHB dozu depresyon dozuna benzerdir (bölünmüs dozlarda 450mg/gün). Bupropiyon ilaca bağlı nöbeti en fazla tekrarlayan antidepresandır (özellikle 6 mg/kg’ın üzerindeki dozlarda). Bu risk geçmiş nöbet ve yeme bozukluğu hikâyesiyle bağlantılıdır. 

Çalışmalar monoaminoksidaz inhibitörlerinin de DEHB tedavisinde kullanılabileceğini göstermektedir. Serotonin geri alım inhibitörleri DEHB’de etkili bulunmamışlardır. Venlafaksin’in 75–150 mg/gün dozunda anti DEHB etkinliği noradrenalin üzerinde etkin olması nedeniyle görülebilir. 

Aşırı sigara tüketiminden yola çıkılarak DEHB’de nikotinin etkinliği üzerinde durulmuştur. Standart nikotin bantlarıyla DEHB belirtilerinde önemli miktarda azalma gözlemlenmiştir. 

Narkolepsi tedavisinde kullanılan modafinil uyarıcı olmayan bir ajandır. Esas etkisi histaminerjik yolak yoluyla hipotalamus üzerinden oldugu düsünülmektedir. Tedaviye dirençli vakalarda etkili oldugu düşünülmektedir

20 Ağustos 2016 Cumartesi

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu'na Eşlik Eden Psikiyatrik Hastalıklar

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile depresyon belirgin bir birliktelik gösterir. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısı alan eriskinlerin %15-30'u depresyon tanısı da alırlar. Geniş bir çalışmada Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tanısı alan erişkinlerin % 63'ünde major depresif bozukluk, % 23 'ünde süregen depresyon, % 17'sinde bipolar bozukluk, % 11 'inde panik bozukluk, %12'sinde yaygın anksiyete bozuklugu ve % 7'sinde obsesif kompulsif bozukluk
birlikteliği izlendiği belirtilmiştir. 
Araştırmalar bipolar bozukluk tanısı olanların %9,5’inin yaşamlarının bir döneminde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu  tanısı da aldıklarını ve bu tanıyı bipolar bozukluk tanısından ortalama 5 yıl önce aldıklarını göstermiştir. 
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu'nun bipolar bozukluk için sık bir eştanı oldugu, bipolar hastalığın daha kötüye gidisine sebep oldugu bildirilmiştir. 
Davranıs bozuklugu, antisosyal kisilik bozukluğu, alkol ve madde bağımlılığı da Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu  ile birlikte izlenebilen ruhsal hastalıklardır. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu 'ndan şüphelenilen bireyler mutlaka bu olası eş tanılar için de değerlendirilmelidir.

Kendinizi Test Edin

Yetişkin Hiperaktivite Ölçeği

Yok: 0
Bazen: 1
Sık: 2
Çok sık: 3

1) Yerinde duramama, gergin ve sinirli olma
2) Uzun sure gazete ve kitap okuyamama
3) Duyguların inişli çıkışlı olması
4) Dikkatin çabuk dağılması, kafa yoran işlerden kaçma
5) Plan yapamama, her işi yarım bırakma
6) Zorluklara dayanma gücü zayıflığı
7) Tehlikeli, pervasız araba kullanma
8) Sık sık ev, iş veya sevgili değiştirme
9) Sonuçları düşünmeden ani karar verme
10) Stres altında kolay pes etme
11) İçki ve sigarayı kontrolsüz kullanma
12) Çok işle uğraşıp çoğunu yarım bırakma
13) Sık sık parmak çıtırdatma, ayak sallama
14) Unutkan olma, eşya kaybetme
15) Çok konuşma, dinlemekten hoşlanmama
16) Ufak tartışmaları kavgaya dönüştürme
17) Tehlikeyi ve riski sevme
18) Kolay mutlu olmama, hayal kırıklığına uğrama
19) İstirahat süresinde bile bir şeyler yapma
20) Aceleci ve sabırsız olma, beklemeyi sevmeme
21) Az ve tedirgin uyuma
22) Rekabetçi ve iddiacı olma
Sonuç:
0-21     Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunuz yok gibi
22-41    Risk altındasınız. Stresi azaltmanın yollarını bulmalısınız
42+       Profesyonel yardım almalısınız

8 Ağustos 2016 Pazartesi

Uzun Etkili Metilfenidat (Concerta) Hakkında

CONCERTA, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite bozukluğu tedavisinde kullanılan, 18-27-36-54 mg kontrollü salım tableti formlarına sahip bir ilaçtır. İçeriğinde metilfenidat hidroklorür bulunmaktadır. Tabletler silindir şeklindedir ve bir yüzünde siyah renkle "alza" ve kaç miligramlık tablet olduğu yazar.

CONCERTA Dikkat Eksikliği-Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) tedavisinde kullanılır. Bilimsel araştırmalar 6-65 yaş arası için yapılmıştır ve bu yaş aralığında tedavide etkili olduğunu göstermektedir. CONCERTA tedavisi DEHB’li tüm hastalarda gerekmeyebilir. İlaca başlama kararı hastanın semptomlarının ciddiyetinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesine dayalı olarak verilmelidir.
Başlangıç dozu çocuklar ve adolesanlarda günde bir kez 18 mg ve yetişkinlerde günde bir kez 18 -36 mg’dır.
CONCERTA’nın böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği olan hastalarda, 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanımı kontrollü çalışmalarda incelenmemiştir. 
CONCERTA kullanımı aşağıdaki durumlarda sakıncalıdır:
Metilfenidat tedavi süresi belirsiz olmamalıdır. Metilfenidat tedavisi genellikle ergenlik sırasında veya sonrasında kesilir. Uzun süreli tedavi (Örn. 12 aydan uzun süre) gören hastaların kardiyovasküler durum, büyüme, iştah, yeniden psikiyatrik bozukluk gelişimi veya mevcut bozukluğun kötüleşmesi açısından sürekli olarak dikkatle izlenmesi gerekmektedir. İzlenmesi gereken psikiyatrik bozukluklar; motor ve vokal tikler, agresif veya düşmanca davranış, ajitasyon, anksiyete, depresyon, psikoz, mani, delüzyon, iritabilite, doğallığın kaybı, geri çekilme ve bir düşünce veya harekete fazlasıyla saplanıp kalmayı içerir (ancak bunlarla sınırlı değildir). 
İlacın kesilmesi
Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler 
Alkol ile birlikte kullanım
Gebelik
Emzirme dönemi
İstenmeyen etkiler
CONCERTA'i aşağıdaki durumlarda KULLANMAYINIZ

Uygulama şekli
CONCERTA ile tedavi öncesi izleme:
İlaç reçete edilmeden önce, hastanın kardiyovasküler durumu (kan basıncı, kalp atım sayısı) kontrol edilmeli ve değerlendirilmelidir.
Hastanın kapsamlı hikayesi; eşzamanlı kullanılan ilaçları, önceki ve mevcut eş zamanlı medikal ve psikiyatrik bozukları veya semptomları, ailede ani kardiyak/açıklanamayan ölüm öyküsünü içermelidir. Hastanın tedavi öncesi boy ve kilosu büyüme tablosuna kaydedilmelidir.
CONCERTA ile tedavi süresince izleme:
Hastanın büyüme, psikiyatrik ve kardiyovasküler durumu düzenli olarak izlenmelidir.
• Doz ayarlaması sırasında ve sonrasında en az altı ayda bir kan basıncı ve nabız kaydedilmelidir.
• Boy, kilo ve iştah, en az altı ayda bir büyüme tablosuna kaydedilmelidir.
• Metilfenidat psikiyatrik bozukluklara yol açabilir veya var olan durumu kötüleştirebilir. Her doz ayarlamasında ve en az altı ayda bir ve her muayenede, hastalar, yeni psikiyatrik bozuklukların gelişip gelişmediği veya mevcut bozuklukların kötüleşip kötüleşmediği bakımından değerlendirilmelidir.
Hasta, metilfenidatı eğlence amaçlı, yanlış kullanma ve kötüye kullanma riski açısından izlenmelidir.

Doz, hastanın gereksinimlerine ve yanıtlarına bağlı olarak bireysel olarak ayarlanmalıdır. Doz, bir haftalık aralıklarla 18 mg’lık artışlarla yükseltilebilir. Çocuklarda 54 mg, adolesanlarda 72 mg ve yetişkinlerde 108 mg’ın üzerindeki günlük dozlar çalışılmamıştır ve önerilmemektedir.
CONCERTA ağızdan günde bir kez uygulanır. Etkinin doz alımı sonrası 12 saat süresince mevcut olduğu gösterildiğinden, ürün günde bir kez sabahları alınmalıdır. Bütün halinde su ile yutulmalı; çiğnenmemeli, bölünmemeli ya da ezilmemelidir. CONCERTA besinlerle ya da beraberinde besin alınmaksızın uygulanabilir.


• Metilfenidata aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda;
• Glokomu olan hastalarda;
• Feokromasitomalı hastalarda;
• Non-selektif, geri dönüşsüz monoamin oksidaz inhibitörleri kullanan hastalarda ( herhangi bir psikiyatrik ya da nörolojik ilaç kullanıyorsanız Concerta kullanmadan önce doktorunuza bu ilaçla ilgili bilgi veriniz)
• Hipertiroidi veya tirotoksikozu olan hastalarda;
• Ağır depresyon, anoreksiya nervoza veya anoreksik bozukluklar, intihar eğilimi, psikotik semptomlar, şiddetli duygudurum bozuklukları, manik epizodlar, şizofreni, anti-sosyal ya da borderline kişilik bozukluklukları hikayesi ya da yeni tanısında;
• Ağır ve episodik (Tip I) bipolar duygudurum bozukluğu tanısı alan ya da hikayesi olan hastalarda;
• Şiddetli hipertansiyon, kalp yetmezliği, arterial okluzif hastalıklar, anjina, hemodinamik açıdan önemli konjenital kalp hastalığı, kardiyomiyopati, miyokard infarktüsü, hayatı tehdit edebilecek aritmi, kardiyak iyon kanallarının fonksiyon bozukluğunun neden olduğu kardiyovasküler hastalıklar

DEHB’li çocuklarda ve adolesanlarda uzun süreli (12 ay üzeri) metilfenidat kullanımına karar veren doktor, hastanın farmakoterapi olmaksızın işlevselliğini değerlendirmek amacı ile belirli aralıklarda, ilaçsız deneme süresi ile ilacın uzun süreli faydasını tekrar değerlendirmelidir. Metilfenidat kullanımının, en az yılda bir kez kesilmesi ve çocuğun durumunun (tercihen okul tatili dönemlerinde) değerlendirilmesi önerilmektedir. İlaç geçici veya kalıcı olarak durdurulduğunda iyileşme sürdürülebilir.

İlacın kesilmesi sırasında kronik aşırı hareketliliğin yanı sıra olası depresyon açısından hasta gözlenmelidir. Bazı hastalar uzun süreli takip gerektirir.
Kötüye kullanım durumunda ağır depresyon gelişebileceğinden hasta izlenmelidir. 
Metilfenidat yorgunluğun önlenmesi ya da tedavisi için kullanılmamalıdır. 

Metilfenidat hipertansiyon tedavisi için kullanılan ilaçların etkililiğini azaltabilir.
Metilfenidatın kan basıncını artırabilen başka ilaçlarla eşzamanlı kullanımında dikkatli olunmalıdır.

Alkol, metilfenidat da dahil olmak üzere psikoaktif ilaçların santral sinir sistemi üzerindeki advers etkilerini şiddetlendirebilir. Bu nedenle hastaların tedavi sırasında alkolden uzak durmaları önerilmektedir.

Metilfenidatın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
CONCERTA gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Metilfenidat ile tedavi edilmiş bir annenin sütünde metilfenidata rastlanmıştır.
Metilfenidat kullanan annenin emzirdiği bebeğin kilosunda belirlenmemiş bir azalmanın olduğu; ancak annenin metilfenidat tedavisini kestikten sonra bebeğin kilo aldığı ile ilgili bir vaka raporu bulunmaktadır. Emzirme dönemindeki bebekler için risk göz ardı edilmemelidir.
Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da CONCERTA tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve CONCERTA tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.

Aşağıda belirtilen istenmeyen etkiler CONCERTA kullanımında %1 den daha sık görülebilen yan etkilerdir:
Nazofaranjit, üst solunum yolu enfeksiyonu, sinüzit
İştahta azalma 
Uykusuzluk
Kaygı, depresif duygu durum, huzursuzluk, sinirlilik, diş gıcırdatma, anormal davranış, tikler
Baş ağrısı
Baş dönmesi, titreme
Görmede bulanıklık,
Vertigo
Çarpıntı
Hipertansiyon, ateş basması
Öksürük, 
Ağız kuruluğu, bulantı İshal, karın ağrısı, karın rahatsızlığı, karının üst kısmında ağrı, kusma, dispepsi, kabızlık, bulantı (çocuklarda)
Terleme, döküntü
Kaslarda gerginlik, 
Erektil disfonksiyon 

CONCERTA'i aşağıdaki durumlarda DİKKATLİ KULLANINIZ
CONCERTA'in saklanması
Kullanmanız gerekenden daha fazla CONCERTA kullanırsanız
CONCERTA'i kullanmayı unuttuysanız
Eğer:
• Sizin/çocuğunuzun ilacın içerdiği maddelerden herhangi birine karşı alerjisi varsa, (yardımcı maddeler listesine bakınız)
• Sizde/çocuğunuzda belirgin iç sıkıntısı (anksiyete), gerginlik ya da huzursuzluk varsa,
• Sizde/çocuğunuzda göz tansiyonu (glokom) varsa,
• Sizde/çocuğunuzda böbreküstü bezinden gelişen tümörünüz (feokromasitoma) varsa,
• Sizde/çocuğunuzda tiroid bezi fazla çalışıyor (hipertiroidizm) veya tiroid bezinden aşırı hormon salgılanması sonucu oluşan bir durum varsa (tirotoksikoz),
• Siz/çocuğunuz son 14 gün içinde, seçici olmayan, geri dönüşümsüz monoamin oksidaz inhibitörü (MAOİ; depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç) bir ilaçla yakın zamanda tedavi edilmişseniz ya da tedaviniz devam ediyor ise,
• Sizde/çocuğunuzda şiddetli göğüs ağrısı (anjina pektoris) varsa,
• Sizde/çocuğunuzda kalp ritim bozuklukları varsa,
• Sizin/çocuğunuzun kan basıncı çok yüksekse (hipertansiyon),
• Sizde/çocuğunuzda duygudurum bozukluğu (Tip I bipolar) öyküsü veya tanısı varsa,
• Sizde veya çocuğunuzda aşağıdaki sorunlar varsa,
o Üzüntü, değersizlik, umutsuzluk gibi şiddetli depresyon belirtileri o Yeme bozukluğu (Anoreksiya nervosa)
o Anormal düşünceler veya hayaller veya anormal sesler duymak o İntihar düşüncesi
• Sizin/çocuğunuzun ilaç veya alkol bağımlılığı veya suistimali varsa,
• Sizde/kız çocuğunuzda hamilelik veya hamileliğin planlanması durumu söz konusu
ise,
• Yaşlıysanız CONCERTA'yı kullanmayınız.
Eğer:
• Sizde/çocuğunuzda kalp hastalığı varsa,
• Sizde/çocuğunuzda kalp krizi veya ailenizde kalp hastalıklarına bağlı ani ölüm öyküsü varsa,
• Sizin/çocuğunuzun kan basıncı yüksek ise,
• Sizin/çocuğunuzun sindirim kanalında (boğaz, mide, ince barsak veya kalın barsak) daralma veya tıkanıklık varsa,
• Sizin/çocuğunuzun tableti yutmasını zorlaştırabilecek sorunları varsa,
• Siz/çocuğunuz nöbet geçirdiyseniz veya EEG (beyin dalgalarını gösteren çizelge) anormallikleri varsa,
• Sizde/çocuğunuzda tikler veya Tourette sendromu (aynı şekilde tekrar tekrar meydana gelen istem dışı, hızlı, ani hareketler veya sesler içeren tiklerle karakterize edilen nörolojik bir rahatsızlık) var ise veya ailede Tourette sendromu tanısı varsa,
• Sizde/çocuğunuzda bulanık görme sorunu veya önemli göz hastalıkları (tümör, şaşılık vb.) varsa,
• Sizin/çocuğunuzun karaciğer veya böbrek ile ilgili sorunları varsa, CONCERTA'yı dikkatli kullanınız.
Bir nedensel ilişki ortaya konmamış olmakla birlikte çocuklarda, santral sinir sistemi uyaranların uzun süreli kullanımıyla birlikte büyümenin (yani kilo alma ve/veya boy uzaması) baskılandığı bildirilmiştir. Dolayısıyla, uzun süreli tedavi gerektiren hastalar dikkatli bir şekilde izlenmelidir. Beklendiği şekilde büyümeyen ya da kilo almayan hastaların tedavileri kesilmelidir.
Bu uyarılar geçmişteki herhangi bir dönemde dahi olsa sizin için geçerliyse lütfen doktorunuza danışınız.
Spor :
Bu ilacın içerdiği etkin madde doping testinde pozitif sonuç vermektedir. Bu nedenle CONCERTA'yı dikkatli kullanınız.
CONCERTA'yı çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Şişenin kapağını sıkıca kapatınız.
Ambalajın içinde bulunan nem çekici madde (bir veya iki adet) tabletleri kuru tutmak içindir, kesinlikle yutmayınız.
Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra CONCERTA'i kullanmayınız.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz CONCERTA'i kullanmayınız.
Siz/çocuğunuz CONCERTA 'dan kullanmanız gerekenden fazlasını kullanmış sanız bir doktor veya eczacı ile konuşunuz.
Çocuğunuz CONCERTA'dan kullanması gerekenden fazlasını kullanmışsa, çocuğun kendine zarar vermemesini sağlayınız, çocuğunuzu aşırı gürültü ve ışıktan koruyunuz.
Eğer bir doz atlandıysa, bir sonraki dozu ertesi sabah alınız ve tedavinizi devam ettiriniz. İlacın etkilerinin, alındıktan sonra yaklaşık 12 saat süreyle devam ettiğini unutmayınız. Eğer başka sorularınız varsa ya da birden fazla dozu almadıysanız, doktorunuza danışınız. Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayınız.

7 Ağustos 2016 Pazar

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile Yaşamak

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan birçok insan ilgisini çeken konularda oldukça ilgili, canlı ve konuya odaklanmış olarak kalabilir. Çok ilgisini çekmeyen bir konuyu dinlemek veya odaklanmak durumunda kaldığında ise yavaş yavaş göz kapaklarının ağırlaşıp, kapanmaya başladığını hisseder. Gözlerini açık tutmaya, uyanık kalmaya çabalamak boşuna olur ve uyku daha baskın gelir. Trafiğin sakin olduğu otoban gibi yollarda, çevresel uyaranların da az olduğu durumlarda bitkinlik, uyuklama büyük tehlikler yaratır. Arabayı uygun bir yere çekip uyumaya çalışmak da işe yaramaz çünkü ortada gerçek bir uyku gereksinimi yoktur. Derste uyuklayan öğrencinin teneffüste keyifle koşup oynaması gibi.  Burada sorun canlılığın düzenlenmesinde yatmaktadır. Bu kişiler çok yorgun da olsalar uykuya dalma güçlüğü yaşarlar. Bu nedenle ertesi gün yorgunluk, uykulu ve verimsiz bir gün yaşanır. Dalma güçlüğüne rağmen uykuları çok ağırdır ve uyanmaları da çok zor olur.
Canlılığı sürdürme konusu iş verimini de olumsuz etkilemektedir. Canlı, istekli başladıkları işler, ilerledikçe enerjide azalma, motivasyon kaybı ve isteksizlik nedenleriyle yarıda kalabilir. Kısa süreli işlerde veya kendilerinden istenen yardım ve sorun çözmelerde başarılı ama uzun vadeli işlerde sorunlar yaşarlar. Dehb olan kişilerin işlem hızlarındaki yavaşlık nedeniyle ellerine aldıkları işler çok zaman alır, çok yavaş ilerler ve sonunda yarım kalan projeler arasında kaybolup gidebilir.
Okumak, yazı yazmak çok sorunlu işler arasındadır ve çok sık geri dönüp kontrol etmek, çok sık tekrar yapmak zorunda kalırlar. Sonuçta yaşamsal önemde birçok alanda geride kalmak, çok sık eleştirilmek, başarısızlık, iş kaybı özgüveni çok azaltıp diğer ruhsal sorunlarla karşılaşılmasına neden olur.
Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu'nda ilaçlarla tedavide semptomlarda azalma % 50 civarındadır. Bu nedenle bu sorunla baş etmek için gerekli yetenekleri, yöntemleri kazandırmaya yönelik psikoterapi uygulamaları gerekmektedir.

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Metilfenidat (Ritalin) Hakkında

Ritalin (metilfenidat) merkezi sinir sistemini uyaran bir ilaçtır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda, beyin kimyasallarını etkileyerek, dürtü denetimini kolaylaştırır, aşırı hareketliliği azaltır ve dikkati artırır. Yoğun ve karşı konulamaz uyku nöbetleri ile seyreden narkolepsi hastalığının tedavisinde de Ritalin (metilfenidat) kullanılır.

Ritalin (metilfenidat) alerjiniz varsa, glokom, hipertiroidi, tiroid, şiddetli yüksek tansiyon, tikler veya Tourette sendromu, anjina, kalp yetmezliği, kalp ritim bozukluğu, yakın zamanda kalp krizi, fruktoz intoleransı, glukoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sukroz-izomaltaz eksikliği, ya da şiddetli anksiyete, gerginlik, ajitasyon hali varsa Ritalin (metilfenidat) kullanımı sakıncalı olabilir. Eğer bu durumlardan herhangi birine sahipseniz, doktorunuzun Ritalin (metilfenidat) için size özel doz ayarlaması yapması yapacaktır. Küçük dozlarla başlayıp kanda ilaç düzeyini ölçerek nihai dozu ayarlaması gerekebilir.

Ritalin (metilfenidat) öneri dışında kullanımda alışkanlık riski taşır. bu sebeple Ritalin (metilfenidat), sadece reçete edilen kişi tarafından kullanılmalıdır. özellikle uyuşturucu kullanımı ya da bağımlılığı öyküsü olan kişilerde Ritalin (metilfenidat) kullanımı risk taşır.
Doğuştan kalp sorunları olan çocuk ve ergenlerde, Ritalin (metilfenidat) kullanımı ani ölüme neden olabilir. Bir doğumsal kalp hastalığı varsa, mutlaka doktorunuza bildiriniz.

Ritalin, Gebelik kategorisi

C’ dir, yani Ritalin (metilfenidat)’in anne karnındaki bebeğe zarar verip vermediği bilinmemektedir.Hamileyseniz veya bu ilacı kullanırken hamile kalmayı planlıyorsanız doktorunuza bildiriniz. Ritalin (metilfenidat) emzirilen bebeğe de zarar verebilir anne sütüne metilfenidat geçip geçmediği bilinmemektedir. Eğer bebek emziriyorsanız doktorunuza danışmadan Ritalin (metilfenidat) kullanmayınız.

Çocuklarda Ritalin (metilfenidat) kullanımı genellikle güvenlidir. Ancak birçok çocukta Ritalin (metilfenidat) iştahsızlık yapar. Ritalin (metilfenidat) uzun süreli kullanımı, bir çocuğun büyümesini yavaşlatabilir. Bu ilacı kullanan çocukta büyüme yavaşlamışsa, kilo alımı düzgün ve yeterli değilse mutlaka doktorunuza bildiriniz. Bir doktorun tavsiyesi olmadan 6 yaşından küçük bir çocuğa, hiçbir biçimde, deneme amaçlı da olsa, Ritalin (metilfenidat) vermeyin.

Tam olarak doktorunuz tarafından reçete edildiği biçimde kullanın. Birçok hekim, haftada bir gün ya da iki gün ilaç tatili verir. Genellikle okul ya da iş günü olmayan pazarları ilaç alınmaz. Bu öneriye uyun. Önerilenden daha az ve ya çok dozda Ritalin (metilfenidat) almayın. Önerilenden daha uzun süre kullanmayın.

Ritalin (metilfenidat) tablet yutularak alınmalıdır. Etki süresi kısadır. O sebeple Ritalin (metilfenidat) günde birkaç defa verilir.
Çocuklar (6 yaş ve üzeri) Günde bir veya iki defa (örneğin kahvaltıda ve öğlende) 5 mg (1/2 tablet) ile başlanır ve haftada 5 -10 mg’lık artışlarla kademeli olarak artırılır. Toplam günlük doz bölünmüş dozlar halinde uygulanabilir. Erişkinler İki veya üçe bölünmüş dozlar halinde günlük ortalama doz 20 – 30 mg’dır. Bazı hastalarda günde 40 – 60 mg gerekli olabilirken diğerlerinde günde 10 -15 mg yeterli olacaktır. İlacı günün ileri saatlerinde aldığı takdirde uyuyamayan hastalar son dozu saat 18.00’den önce almalıdırlar.
Ritalin (metilfenidat) kullanan kişini diş çektirmesi ya da ameliyat olması gerekiyorsa, operasyon günü Ritalin (metilfenidat) almamak yeterli olacaktır.
İlacın oda sıcaklığında muhafaza edilmesi gerekir. Ancak özellikle sıcak bölgelerde, yaz aylarında, buzdolabının kapak kısmında saklayabilirsiniz.
Sabah almanız gereken Ritalin (metilfenidat)’i almayı unuttuysanız, farkettiğinizde alınız. Ancak diğer dozu almanıza 2 saatten az süre kalmışsa, Ritalin (metilfenidat) alıp bir sonraki dozu atlayınız. Saat 18:00 ı geçmişse, Ritalin (metilfenidat)’i artık almayınız, uykunuzu kaçırma ihtimali yüksek olacaktır.
Bir hekim önermediyse, sınavlardan önce dikkatinizi artırmak için Ritalin (metilfenidat) almayınız, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunuz yoksa, Ritalin (metilfenidat) sizi daha huzursuz ve kaygılı yapabilir, yan etkiler sebebiyle dikkatinizi daha bozabilir.

Doz aşımı

İntihar amaçlı ya da kazara fazla doz Ritalin (metilfenidat) alındıysa, alınan dozun miktarına bağlı olarak bu tehlikeli bir durumdur. Derhal en yakın hastaneye başvurunuz. Zehirlenme belirtileri kusma, huzursuzluk, titreme, kas seğirmesi, nöbet (konvülsiyon), konfüzyon, halüsinasyonlar, terleme, çarpıntı, bulanık görmedir. Mide yıkanması, bol sıvı verilmesi ve 24 saat kalp ritmi takibi için hastane yatışı gerektirebilir.

Araç Kullanımı

Ritalin (metilfenidat) araç kullanmaya genellikle engel değildir. ancak üretici firma dikkatli olunmasını tavsiye eder. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan birçok kişi, Ritalin (metilfenidat) kullanırken trafikte daha dikkatli olabildiklerini belirtirler. ancak reflekslerde yavaşlama yapabilir. Özellikle Ritalin (metilfenidat) kullanılmaya başlanan ilk günlerde dikkatli olunmalı, araç kullanımından kaçınılmalıdır.

Yan Etkiler

Birçok çocuk ve yetişkin, büyük bir yan etki, olmadan Ritalin (metilfenidat) kullanabilir. ancak şu yan etkiler varsa Ritalin (metilfenidat) kullanımını durdurun ve hekiminize haber verin:
düzensiz ve hızlı kalp atışları
bayılacakmış gibi hissetme;
ateş, boğaz ağrısı, baş ağrısı, ciltte soyulma, kırmızı deri döküntüsü;
saldırganlık, huzursuzluk, halüsinasyonlar, alışılmadık davranışlar, ya da tikler
kolay morarma, ciltte mor lekeler
tehlikeli yüksek kan basıncı, şiddetli baş ağrısı, bulanık görme, kulaklarda uğultu,
göğüs ağrısı, nefes darlığı,
bayılma
Bazı yan etkiler ise daha az ciddidir ve ilaç kesimi gerekmez: mide ağrısı, bulantı, kusma, terleme, hafif baş ağrısı, uyuşukluk, karıncalanma, ellerde veya ayaklarda soğukluk hissi; sinirlilik, uykusuzluk, kilo kaybı.

İlaç Etkileşimleri

Eğer son 14 gün içerisinde furazolidone (Furoxone), isocarboxazid (Marplan), fenelzin (Nardil), rasajilin (Azilect), selejilin (Eldepryl, Emsam) veya tranilsipromin (Parnate) gibi bir MAO inhibitörü kullandıysanız Ritalin (metilfenidat) kullanmayın. MAO inhibitörü vücudunuzda iki hafta kadar dolaşacaktır. Ritalin (metilfenidat)’in vücudunuzdan atılması için gerekli enzimleri durdurduğundan, iki hafta içinde Ritalin (metilfenidat) içmeniz ciddi yan etkilere sebep olabilir.

2 Ağustos 2016 Salı

Erişkin Dikkat Eksikliğinde İlişki ve İletişim Sorunları

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan erişkinlerde kişiler arası ilişkilerde daha fazla sorun yaşanmakta olduğunu gösteren çok sayıda çalışma bulunmaktadır. İletişim halinde oldukları kişilerin yüz ifadelerini, beden dillerini, seslerindeki tonlamayı,mimiklerini tanımada ve anlamlandırmada sorunlar yaşamaktadırlar. Karşılarındaki kişilerin duygularını tanımakta zorluk yaşamanın yanısıra kendi tutum ve davranışlarını da kontrol etmekte güçlükleri olmaktadır.
Konuşma sırasında aceleci, sabırsız ve dürtüsel bir tutumla ne kadar çok soru sorduklarını farketmezler, yanıtları beklemekte çok zorlanırlar ve sık sık araya girip söz keserler. Sonuçta karşısındaki kişinin neden sıkılıp sohbeti kesmek istediğini tam olarak anlayamazlar. Hatta sevilmedikleri, ciddiye alınmadıkları,hatta dışlandıkları şeklinde yanlış sonuçlara varabilirler. Buna karşılık kendini kontrolde aşırıya kaçıldığı durumlar da söz konusu olmaktadır. Özellikle yabancı ve kalabalık ortamlarda nasıl göründüğü,insanların onu nasıl değerlendirdiği,anlattıklarını ilginç bulup bulmadıkları soruları zihinlerini öylesine meşgul eder ki yaşadıkları ketlenme sonucu ürkek,tutuk ve doğallıklarını yitirmiş bir duruma girebilirler.
Tüm ilişkileri etkileyen bu bozuluğun aile içi ilişkileri etkilememesi düşünülemez. Kendi kararlarında ısrarcılık, düşünmeden konuşma,kırıcı davranışlar,aile bütçesini düşünmeden yapılan yersiz harcamalar, birlikte yapılan etkinliklerden keyif alamama, çabuk sıkılma, tatminsizlik, trafikte riskli araba kullanma ve kavgaya eğilim ailede sürekli sorun oluşturan durumlara sadece birkaç örnektir. Eşe destek olamama, kendi istek ve beklentilerini öncelikle  tatmin arzusu ilişkinin kalitesini bozan faktörlerdir. İhanet ve boşanma, sık iş değiştirme, çocuklarla sağlıksız bir ilişki içinde olunması sorunun ne kadar yaşamsal olduğunu göstermektedir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun uygun tedavisi ile kişinin ilişkisel alanda yaşadığı güçlüklerin de azalması beklenir.

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Sürücülük ve Kaza Riski

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun etkilediği en önemli konulardan biri de sürücülüktür. Sürücülük, çoğu yetişkin için üzerinde fazla düşünmeyi gerektirmeyen “Sadece direksiyonun arkasına oturulup gidilen” karmaşık olmayan bir eylemdir. Bununla birlikte, sürücülük saliseler içinde karar vermeyi ve konsantre olmayı, sürdürülebilir dikkati gerektirir. Bir anlık dikkat kaybı veya dürtüsellikle yapılan tek bir hatalı seçim, ağır sonuçlar doğurabilir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan kişilerin yaşamlarının diğer alanlarında olduğu gibi sürücülükte de; ehliyetlerinin alıkonulması veya iptali, ağır yaralamalı veya yüksek hasarlı kazalar olmak üzere sürüşle ilgili pek çok zorlukları olduğu tespit edilmiştir. 
Sürücü hataları nedeniyle ehliyetine bir süreliğine veya geri verilmemek üzere el konulan dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan kişiler 42% iken, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olmayan kişiler 28% dir. Vurup kaçma şeklinde yaşanan (hit- and- run accidents) kazaların oranı dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan kişilerde 14% iken, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı olmayan kişilerde 2%dir. 
Hiperaktivite bozukluğu olan genç yetişkinler, ehliyet sınavını yapan yetkililer tarafından kolayca dikkati çelinebilir ve dürtüsel davranış puanları yüksek olarak değerlendirilmişlerdir. Araştırmalar dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan kişilerin tedavi olmalarının, sürücülüklerinin güvenli olması bakımından gerekli olduğunu göstermektedir. Genç yetişkinlik döneminde dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan sürücülerin %40’ının en az iki kaza geçirdiği görülürken, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olmayan sürücülerin sadece %6’sının en az iki kaza geçirdiği görülmüştür. 
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan sürücülerin sebep oldukları mali zarar, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olmayan sürücülerin sebep oldukların mali zararın 3 katı olarak bulunmuştur. Bütün bunlara ilaveten, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan sürücülerin %60’ı, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olmayan sürücülerin ise %17’si yaralanma olan kazalar geçirmişlerdir. 
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan sürücülerin ehliyetlerinin alıkonulma oranı dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olmayan sürücülerin 3 katıdır ve ehliyetlerinin alıkonulmasının nedeni, zayıf sürücülük raporlarına rağmen, hukuki süreçte kendilerini başkaları kadar iyi savunamıyor olmalarından kaynaklanmaktadır. 
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan bireyler, mahkemede görülen davalarına gelmeyebilirler ya da kendilerine bir avukat tutamayabilirler. Kısaca, o kadar dağınık olabilirler ki kendilerini savunamayabilirler. Mahkemeye gelmeyi başaramadıklarında ehliyetleri iptal edilir. Bu sebepten dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan kişilerin hukuki süreçteki dağınık davranışları ve etkili başa çıkamayışları ehliyetlerinin iptal edilme nedenleri arasında yer alabilir.

İş ve İstihdam Sorunları

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan erişkinlerin en büyük güçlüklerinden biri işyeri ile ilgilidir. Genelde, 20. yüzyılın ikinci yarısındaki pek çok işçiye, büyük üretim aletlerindeki mekanik dişliler olarak dizayn edilen işlerin sonucundaki üretimlerine bakılarak saat üzerinden ödeme yapılır. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan yetişkinlerin, kurallarla yönetilen bu organizasyonlarda çalışması istenmektedir ve fakat bu durum dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan için her zaman başarıya ulaşmaz. 
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan kişilerin işyerinde sayısız güçlükleri vardır. Sürekli dikkatsizlik hatası yapan bir çalışanın bu gibi davranışları; çalışma arkadaşları ve yöneticisi tarafından, “özensiz davranan, savsaklayan, işine yeteri kadar önem vermeyen, sakar, kendisine verilen görevleri baştan savan” şeklinde etiketlenmesine yol açabilir. Neredeyse her toplantıya geç kalan, çalışmalarını zamanında tamamlayamayan veya yanlış işlere odaklanmasının sonucunda yaşanan aksaklıklar yüzünden sürekli özür dilemek zorunda kalan bir kişinin yaptığı bu hatalar, genellikle mizacına atfedilir ve onun klinik bir bozukluğa sahip olabileceği akla gelmez. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile işyerindeki işlevsellik arasında çok yakın bir ilişki vardır. 
Hem yetişkinler hem de çocuklar motor koordinasyon problemleri yaşarlar. Bununla birlikte, yetişkinlerin yaşadığı motor koordinasyon problemleri, onların istihdamları açısından bir sorun yaratabilir. Ayrıca dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan  yetişkinler yaptıkları işlerle ilgili hafıza, planlama ve tahminlerle ilgili de problemler yaşayabilirler. Tüm bunların yanı sıra sözel ifade, iş bölümü, organizasyonel stratejilerin uygulanması ve duygusal heyecanların düzenlenmesi konularında da sıkıntı yaşayabilirler. Çalışanlar, zaman planlamasında, vardiyalarını organize etmede, işlerini takip etmede, talimatları izlemede ve duygusal yüklerinden kurtulmada güçlükler yaşayabilirler. Bunlar, normların üstünde ve ötesindeki aksama düzeylerini değerlendirmede önemli olan belirtilerdir. Zayıf sosyal beceriler ve işleri sürekli olarak erteleme alışkanlığı dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan bireylerde bir dezavantaj yaratabilir ki bu durumda meslektaşlarıyla verimli çalışmada, yönetimi kabul etmede ve/veya diğer kişilerle baş etmede zorluk yaşayabilirler.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan yetişkinler ile dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olmayan yetişkinler karşılaştırıldığında, DEHB’nin, düşük iş performansı, düşük mesleki düzey, zayıf iş istikrarı ve devamsızlık günlerinin fazlalığı gibi işle ilişkili problemlerle ilişkili olduğu belgelenmiştir. Günümüzdeki popüler sağlık ekonomi tartışmaları ile birlikte bunun literatürde daha baskın görüleceği beklenmektedir. DEHB’nin istihdamıyla ile ilgili olarak hem işvereni hem de DEHB’li çalışanları etkileyen pek çok olumsuz sonuç yaşanmaktadır. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan bireylerin işten atılma oranı DEHB’li olmayan bireylerin üç katıdır. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan bireyler ayrıca 10 yıl içinde ortalama iki ya da üç kez iş değiştirirler, düşük performansları ve iş kayıpları ciddi ekonomik problemler yaşamalarına sebep olabilir.

Yetişkinlerde Hiperaktivite ve Dürtüsellik Belirtileri

Erişkinlerde hiperaktivite-dürtüselliğe bağlı, fazla konuşma, karşısındakinin sözünü kesme, içsel huzursuzluk hissi, sürekli meşgul olma, genellikle aktif işler seçmeye çalışma, çabuk sinirlenme, ani iş değişiklikleri ya da ani kararlar verme, birden ilişkileri sonlandırma, dikkatsizce araba kullanma, kazaya yatkın olma şeklinde DEHB belirtileri görülür. 
Erişkin DEHB’de masa başı işler yerine, genelde hareket olanağı veren işler tercih edilir. Huzursuzluk ve hareket etme hissi fazladır ve birlikte yaşayanlar açısından sürekli hareket halindeki böyle birini izlemek yorucudur. DEHB’ye karşın bir kişinin belirli bir iş ortamında çalışıyor olması ve başarılı olması, bozukluğun oluşturacağı olumsuz etkiler göz önüne alındığında ortalama ya da daha fazla bir zeka düzeyini gerektirmektedir. Burada tüm kapasiteyi kullanamama söz konusudur. 
Bazı olgular başlangıçta yöneticilerin zoru ile az da olsa denetimi sağlayarak işlerinde hızla yükselirler. Ancak yönetici konumundaki gibi sürekli oturmak gerektiğinde ve denetlenme gevşediğinde sıkıntı başlayabilir. Olgularda sürekli dağınık bir çalışma masası, yerinden kalkmaya yönelik çeşitli bahaneler tipiktir. 
Hiperaktivite, iş dışındaki ortamlarda da kendini gösterir. Çocuk yetiştirme, akraba ve arkadaş gezmeleri gibi evliliğin gereklilikleri, kurallı ortamları, daha sakin ve sabır gerektiren durumları gerektirdiği için uyum sorunlarına yol açar.
Fazla konuşma, karşılıklı iletişimde dinleyememe, sık sık karşısındaki kişinin sözünü kesme, sırasını bekleyememe gibi belirtiler bazı erişkin olguların kendileri tarafından da fark edilmekte ve bu kişiler söz konusu belirtileri denetlemeye ilişkin büyük bir çaba sarf ettiklerini belirtmektedirler. 
Dürtüsellik bir alet ya da araç kullanma sırasında da sıkıntıya yol açar. Araba kullanırken yaşanan kural ihlalleri en sık karşılaşılan sorunlardandır. 
Erişkin DEHB olguları, bozukluğun olduğu çocuk ve ergenler gibi belirgin organizasyon sorunları yaşamaktadırlar. Bu sorunlar zaman kullanımında ve gerekli malzemenin düzenlenmesinde ortaya çıkar. DEHB’li erişkinlerde, ev ya da işyerinde bir program yapabilme, zamanı ve malzemeyi etkin kullanabilme becerisi yoktur. Bu büyük düzenleme sorunu; işte, kişisel ya da ailesine ayırdığı zamanda ortaya çıkmaktadır. 
Dikkatsizliğe bağlı organizasyon sorunlarında görsel dikkatin bozukluğu ya da dikkatin kayması söz konusudur.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu'nun Nedenleri

Diğer birçok psikiyatrik hastalık gibi DEHB’ye neyin yol açtığı da tam olarak ortaya konamamıştır. Ancak bilimsel araştırmalar DEHB’de genetik faktörlerin önemli olduğunu düşündürür. DEHB olan olguların birinci derece biyolojik akrabalarındaki DEHB bulunma olasılığı diğer bir çalışmada %18 oranında bildirilmiştir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda ise DEHB’li çocukların ebeveynlerinde erişkin tip DEHB olma oranı %6-8 olarak bulunmuştur.
Ailelerde yapılan çalışamalara göre DEHB olan çocukların kardeşlerinde DEHB görülme riski ve DEHB olan çocukların ebeveynlerinde DEHB görülme riski 2-8 kat daha fazladır. Bu durumun nedeni  genetik olabileceği kadar yetiştirme tarzı ya da bazı çevresel faktörler olabilir. Hiperaktif çocukları evlat edinen ebeveynlerin, biyolojik akrabalara göre, hiperaktivite ve bununla ilişkili bozuklukları daha az gösterdikleri saptanmıştır.
Bazı bilimsel araştırmalar, DEHB kalıtım riskini, ailenin kadın üyeleri için daha yüksek oranda bulunmuştur. Ebeveynlerinden biri DEHB olan kız çocuklar için, hastalığa yakalanma riski 6,6, erkek çocuklar için ise 1,5 kez artmaktadır. Bu model erkeklerde çevresel, kızlarda genetik etmenlerin daha ön planda olduğunu düşündürür.
Birçok gen ve çevre faktörü bir arada DEHB’ye yol açıyor görünmektedir. DEHB’nin Mendelyen kalıtım yolunu izlediği de düşünülmüştür. Ana etkiden sorumlu genlerle birlikte bazı küçük genlerin ve çevresel faktörlerin önemi vurgulanmıştır. Davranışsal bozukluklardaki karmaşık özelliklere yol açan genetik eğilimler düşünülürken, organizma gelişimindeki ya da erişkindeki gen varyasyonlarının, hücresel varyasyonlara ve bunun da giderek sistem varyasyonlarına yol açtığı düşünülmüştür. Hastalığın gelişiminde çevresel faktörlerin de güçlü bir etkisi olabilir.
Günümüze kadar kalıtımın özgül bir yolu gösterilememiş ve bu konudaki çalışmalar sürmektedir. Ancak çalışmaların odak noktasında dopamin adı verilen beyindeki nöroiletken madde bulunmaktadır. Dopamin sistemindeki bozulmalar DEHB’ye özgü değildir. Tik bozuklukları, otizm, alkolizm gibi dopamin sistemi ile ilişkili diğer bozukluklar, DEHB’si olan kişilerde olmayanlara göre daha sık görülür.
DEHB’nin nedenlerini ve ortaya çıkış mekanizmasını aydınlatmaya yönelik beyin görüntüleme çalışmalarında sıklıkla izlenen bulgu beynin ön alanlarında boyut ve etkinlik azalmasıdır. İncelenen birçok DEHB olgusunda beynin hacmen gelişiminin kontrollere yakın olduğu, ancak kontrollere ulaşamadığı görülmüştür. 
Bunun yanı sıra daha önemli nokta beynin işlevsel gelişimidir. İşlevsel görüntüleme çalışmalarında DEHB’de, dikkat, yürütücü işlevler, çalışma belleği, motor kontrol, yanıtı engelleme, ödül-motivasyon ile ilişkili beyin bölgelerinin çalışmasında bozukluklar tespit edilmiştir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda Tanıya Yardımcı Testler

T.O.V.A. (Test of Variables of Attention) 4 yaş üzeri çocuklarda, gençlerde, yetişkinlerde ve ileri yaş grubunda dikkat, dürtüsellik ve adaptasyonun ölçümü için klinik ve araştırma amaçlı kullanılan bir sürekli performans testidir. 
T.O.V.A. klinisyenler için Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, Travmatik Beyin Hasarı ve benzeri dikkati bozan durumların tanı ve tedaviye cevabının izlenmesinde kullanılacak dikkate ait objektif bilgi sağlar. T.O.V.A. ayrıca bireyin başlangıçtaki dikkat değerlerini ölçerek zaman içinde olacak değişiklikleri takip etme amacı ile kullanılır.
T.O.V.A. 21.6 dakika süren bir görev boyunca dikkati ölçen bir testtir. İki saniye aralıklarla verilen bir dizi kare (görsel T.O.V.A)  ya da ses tonuna  (işitsel T.O.V.A.) kişi tarafından verilen cevabın hız, doğruluk ve sabitlik bakımından ölçümüne dayanır. Kişinin yanıtları benzer yaş grubunda ortalama zeka düzeyine sahip ve bir dikkat sorunu olmayan geniş bir normatif veri tabanı ile karşılaştırılır. Bu kıyaslamanın sonucunda kişinin dikkatinin “normal aralıkta” olup olmadığı değerlendirilir. Aynı zamanda T.O.V.A., kişinin test sonucunu Dikkat eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan kişilere ait geniş bir veri tabanı ile de kıyaslar. Testin raporu bu iki karşılaştırmaya ve diğer istatistiksel değerlendirmelere göre hazırlanır. 
T.O.V.A. testi tanı koydurucu değildir. Klinisyenin tanısının yerini tutmaz ancak tanıya yardımcıdır. Dikkat problemleri Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, depresyon, anksiyete, stres, gelişimsel bozukluklar, öğrenme güçlükleri, uyku bozuklukları, kafa travmaları, ilaç etkileri, ilaç-madde kötüye kullanımı, kafein ve nikotinin aşırı miktarda kullanımına ve diğer bazı nedenlere bağlı olabilir. 
T.O.V.A. aynı zamanda okula başlayacak çocukların taranmasında, tüm yaş gruplarında temel dikkat seviyesinin tespit edilmesinde, beyin hasarı  ve yaşlanma gibi süreçlerde zaman içinde dikkatteki değişimlerin ölçümünde kullanılabilir.

29 Temmuz 2016 Cuma

Erişkinlerde Dikkat Eksikliği Belirtileri

Erişkin DEHB olgularında izlenen bazı belirtiler çocuklukta izlenenden farklı olması nedeni ile gözden kaçabilir. Çalışmalar, çocukluktaki temel semptomların, gelişimle birlikte yön değiştirdiğini, ergenlikle birlikte hiperaktivitenin azaldığını, dikkate ilişkin semptomların sürdüğünü ve dürtüselliğin yürütücü işlevlerde güçlüğe dönüştüğünü göstermiştir. 
DEHB olgularında randevularını kaçırma ya da iş hayatında zamanı ayarlayamama, fatura ödemelerini takip edememe, başarısızlık ve gevşemede zorluk, volta atma, bacak sallama, konuşurken evraklarla oynama gibi motor huzursuzluğun bazı göstergeleri görülebilir. 
Sosyal ortamlardaki beceri problemleri, ilişkilerde gergin durumlara yol açabilir. Boşanma ve fazla sayıda evlilik yapma DEHB’li erişkinlerde sıktır. Bazı erişkin DEHB’liler ilişkilerinde kontrol edici partnere boyun eğici tarzda davranabilirler.
Erişkinlerde sık görülen DEHB belirtileri, dikkat eksikliğine bağlı uzun süre konsantre olamama, unutkanlık, dalgınlık, zamanı kötü kullanma, bir işi bitirmede güçlük, eşyalarını kaybetme, nereye koyduğunu unutma, işlerini erteleme şeklindedir. Daha büyük bir oranda içsel dikkat bölünmesi yaşarlar. Dikkati sürdürmede zorluklar nedeniyle, uzun görüşmelerde oturma zorluğu, uzun raporları okumada güçlük, işleri tamamlayamama görülür. Aklında aynı anda birden fazla işi sürdürmeye çalışma, düşünceden düşünceye sıçrama vardır. Bu yüzden, birçok işe aynı anda başlama ve sürdürme çabası vardır. Ancak bu çabalar uzun süremez ve sonuçsuz kalır. “Kafa yorulması gereken birçok şey var” şeklindeki yakınma sık görülür. Bu sorun da iş, akran ya da evlilik ilişkilerini etkileyebilir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu'nda İlişki Sorunları

Çocukluk çağında başlayan ve çok önemli bir nöropsikiyatrik bozukluk olan bu rahatsızlık,% 50-70 oranında genç erişkinlik döneminde de devam etmektedir.Erişkin dönemde yaygınlığı % 4 civarındadır.Tüm çocukluk yaşamı boyunca dehb tanısı konmamış olsa da ,yetişkinlikte kendini çeşitli şekillerde gösterebilir.Bu dönemde görülen belirtiler,başka psikolojik sorunlara bağlanabildiği için de bu tanı kolayca gözden kaçabilir.Üşengeçlik,erteleme,işe başlayamama,sorunları önceliklerine göre belirleyip akla en uygun şekilde çözememe durumu dikkat çekicidir.
Yetişkinlik döneminde,yakın ve uzak gelecek için yaşamlarını şekillendirecek çok önemli kararlar öncesinde,ani,duygusal,hatalı kararlar verme olasılığı yüksek olmaktadır.Karar vermekte zorlanma,verdiği karardan hızla vazgeçme,sık iş değiştirme,uyumlu ilişkiler kuramama gibi sorunlarla çok sık karşılaşılmaktadır.Kendi isteklerini daima ön planda tutan bu insanlar kumanda hep onlarda olsun isterler.TV kanalları arasında kararsızca zapping yapmaları,bir işe başlamışken yarıda bırakıp başka bir işe yönelmeleri,araba kullanırken sakin kalamayıp hızla şerit değiştirmeleri hep bu nedenledir.Yine bu nedenle İş ve eş seçimi de kendilerine hiç de uymayan bir yönde olabilir.


Yaşam kalitesini ve her yönden insan sağlığını,uyumunu bozan bu önemli sorun diğer ruhsal ve bedensel rahatsızlıklara da zemin hazırlamaktadır.Hangi yaş döneminde olursa olsun bu soruna bulunabilecek çözümler vardır.Gecikmeden başvuru yapmak en iyi çözüm olarak önümüzde durmaktadır.

Dürtüsellik

Dürtü,insanda bedensel veya ruhsal dengenin değişimiyle beliren veya fizyolojik gereksinimlerin neden olduğu uyarıcı güç olarak tanımlanabilir.İnsanı eyleme geçmeye iten bir duygudur aynı zamanda. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu'nun belirtileri arasında önemli bir yeri vardır ve hem çocuklarda,hem de yetişkinlerde farklı olabilen görünümlerle ortaya çıkabilir.Çocuklarda,sonrasında ortaya çıkabilecek riskleri düşünemeden yapılan gözükara aktivitelerle,arkadaşlarına vurma,itip-kakma,kendisine ve çevresine zarar verici davranışlarla kendini gösterebilir.Sırasını beklemeden konuşma,söz kesme,karşısında konuşanı sabırla dinleyememe,çabuk etki ve tahrik altında kalarak sonradan pişmanlık duyacağı söz ve eylemlerde bulunma halleri de çok sık gözlenmektedir.Yalan söyleme,para veya eşya çalma,gereksiz aşırı boyutlarda alışveriş yapma,kumar oynama,madde kullanımına yatkınlık sözkonusu olabilmektedir.Araba kullanırken sık sık kural ihlali yaparak kazalarla,yasal sorun ve cezalarla karşı karşıya kalmaları çok sık yaşanır.
Yetişkinlerde de aynı şekilde yapılacak işleri organize edememe,erteleme,yarıda bırakma,çalışma ve istirahat saatlerine uyamama görülür.Ani öfkelenme,kendine hakim olamama,sık kavga etme,otorite ile sürekli çekişme durumu,yersiz itiraz ve karşı çıkmalar gözlenebilir.
Yetişkin dehb tanısı koyarken klinik görüşme,yakın çevresinden alınan bilgiler ve yapılması gereken nöro-psikolojik değerlendirmeler çok önemlidir.Dürtüsellik dehb dışında antisosyal ve borderline kişilik bozukluklarında,iki uçlu duygulanım bozukluğunun hızlanma dönemlerinde de karşımıza çıkmaktadır.Bunların birbirinden ayırt edilmesi tedavide önemlidir.

Dikkat Eksikliği Olan Yetişkinlere Öneriler

DEHB zorlukların üstesinden gelmek için evde ve iş yerinde alabileceğiniz birçok önlem bulunmaktadır.
Hareket Edin
Egzersiz yapmak herkes için iyidir. Ancak DEHB olan yetişkinlerde egzersiz fazla enerjiyi yakarak zihni ve bedeni daha sakin tutabilmeyi kolaylaştırır. DEHB’si olan kişiler egzersizi hayatlarının bir parçası haline getirmelidir.
Kaliteli Beslenin
DEHB’si olan yetişkinlerde diyetin sebze ve meyvelerden zengin olması, bol lif içeriğine sahip olması önerilir. Probiyotiklerin düzenli tüketilmesi de önem taşır. Ayrıca kepekli tahıllar, yağsız protein ve sağlıklı yağlar (örneğin zeytinyağı ve kanola yağı) içermelidir.
İyi Uyuyun
Uyku bozuklukları DEHB’si olan kişilerde sıklıkla görülür. Ayrıca bazı DEHB ilaçları da uykuya dalmayı zorlaştırabilir.  Uykunun sık bölünüyor veya dalmada zorluk yaşıyorsanız mutlaka doktorunuzdan yardım isteyin
İstasyonlar Oluşturun
Evden çıkarken almanız gereken anahtar, gözlük, telefon gibi ufak nesneler için kapıya yakın bir “evden çıkış” istasyonu oluşturun. Günlük bir rutin oluşturun ve uyun.
Listeler Yapın
Eğer görevler belirli saatlerde, tutarlı ve öngörülebilir biçimde geliyorsa beynin bunlarla baş etmesi daha kolay olacaktır. Masanızın üstüne, buzdolabınızın kapağına, cüzdanınıza, sık ulaştığınız diğer yerlere kısa günlük iş ve zaman çizelgesi koyun.  Akıllı telefonunuza, bilgisayar veya tabletinize programınızı koyun
Basitleştirin
Büyük, karmaşık projeleri ufak parçalara bölün ve her bir parça için son bitirme saati-tarihi belirleyin.
Dikkat Dağıtıcıları Uzak Tutun
Kendinize dağınıklıktan arınmış bir çalışma alanı ayırın. Dikkat dağıtıcı arka plan gürültüsünü engelleyin. Çalışırken e-posta ve internet erişimi kapatın.
Sık sık kendinizi ödüllendirin. 
Tamamladığınız her bir iş için kendinizi ödüllendirin. Sizin için neyin önemli olduğunu unutmayın. Aklınızda gelecek için büyük hedefler olması ve bunu sık sık kendinize hatırlatmanız motivasyonunuzu artıracaktır.
İnsanlarla İrtibat Halinde Olun.
Meslektaşlarınız ve çalışma arkadaşlarınızla ortak takviminiz olması, bir toplantıya giderken sizi de çağırmalarını istemek bazı önemli işleri ya da planları unutmanızı engellemeye yardımcı olacaktır. Bir takımın parçası olmak işleri zamanında bitirme konusunda motivasyonunuzu daha yüksek tutar.
Unutmayın, DEHB kader değildir, tedavi ile hak ettiğiniz başarıya ulaşabilir, sosyal ve aile yaşantınızda daha huzurlu olabilirsiniz

Hiperaktif Yetişkinler

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) insanların dikkat toplama ve odaklanmış kalmasını güçleştiren bir durumdur. DEHB’si olan kişi zihnini ve bedenini sakin tutmakta oldukça zorlanır, sıklıkla düşünmeden harekete geçer. Hareketlilik ( hiperaktivite), dikkat eksikliği ve düşünmeden eyleme geçme (dürtüsellik) bireyin günlük yaşamını oldukça zorlaştırır, okul ve iş yaşamını engelleyebilir. Ayrıca arkadaşlar ve aile ile ilişkilerinde de sorunlara neden olabilir.
DEHB olan kişiler genellikle bu zorlukların karakter kusurları olduğunu ya da kendi suçları olduğunu düşünürler. Ancak bilim, DEHB olan kişilerin beyninin çalışmasında biyolojik farklılıklar olduğunu söyler. Bu biyolojik farklılıkların çoğu dikkat ve davranışı kontrol eden  beyin bölgelerinde meydana gelir.
DEHB bir çocuk hastalığı mı?
DEHB’den bahsedildiği zaman sıklıkla akla gelen hareketli, yerinde duramayan, dinlemeyen, sessiz duramayan “hiperaktif” bir çocuktur. Ancak çocuklukta başlayan bu DEHB tablosu yetişkin yaşamda da sıklıkla devam eder.  DEHB olan yetişkinlerin sıklıkla dikkati toplama ve sürdürme ile ilgili ve sonucunu düşünmeden eyleme girişme, kendini frenleme ile ilgili sorunları vardır. DEHB olan bir yetişkinin temel sorunu toplantı tarihleri​ni unutma, işleri yetiştirememe olabilir. Randevu veya sosyal taahhütlerini unutabilirler. DEHB olan erişkinlerin için, projeler organize ve görevleri özellikle zordur. Unutkanlık, dikkat gerektiren işleri tamamlayamama, sık hata yapma, sürekli huzursuz hissetme, patavatsızlık, çok fazla konuşma, konuşurken karşı tarafın sözünü sık bölme, sıra bekleyememe, kolay öfkelenme gibi belirtilerden yakınabilirler.
Birçok yetişkin kendi yaşadığı sıkıntıların bir hastalık olduğunun farkında değilken, çocuklarına DEHB tanısı konmasından sonra benzer belirtileri kendisinin de uzun yıllardır yaşadığını fark eder ve tedaviye başvurur.

Tedavi
DEHB ve yaşattığı başarısızlık, sosyal, mesleki ve ailevi sorunlar kader değildir, tedavi edilebilir. Tedavide ilaçlar kadar ilaç dışı öneriler de önem taşır. İlaç tedavisi hızlı etki eden, yaşam kalitesini artıran ve kolay bir tedavi seçeneğidir. Belirtilerle başa çıkma stratejileri ve bilişsel davranışçı terapi ise problem çözme becerilerini geliştirme, olumsuz davranışları ve alışkanlıkları azaltmaya yardımcı olabilir. Tedavide zamanı daha iyi yönetme, duyguları kontrol etme gibi önemli konular da ele alınır.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite: Farklı Yaşlarda Farklı Belirtiler

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), hiperaktivitenin yaygın belirtileri olan dikkatsizlik ve dürtüsellik ile tanımlanan bir bozukluktur. Erken çocukluk döneminde kendini göstermeye başlayan bu belirtilerin etkileri yaşam boyunca sürer.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu hastaların erişkin dönemde de psikolojik ve sosyal alanlar ile eğitim/meslek alanlarında sorunlar yaşamalarına neden olur. Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu, hastaların biliş, algı ve dikkat kapasitelerindeki bozukluklar nedeniyle davranışsal, sosyal ve psikolojik alanlarda sorunlar yaşamalarıyla kendini gösterebilir.

 Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu’nun üç farklı şekilde kendini gösterdiğini artık biliniyor.
Bunlar;
- Dikkat eksikliği
- Hiperaktivite
- Her ikisi birden
Dikkat eksikliği
- Detaylara dikkat etmez, sürekli hata yapar,
- Dikkatini korumada sıkıntı yaşar,
- Dinlemez görünür,
- Verilen komutları izlemede güçlük çeker,
- Organizasyon sorunu yaşar,
- Yoğun düşünme gerektiren işlerden kaçınır ya da bu işleri yapmaktan hoşlanmaz,
- Eşyalarını kaybeder,
- Dikkati kolayca dağılır,
- Günlük işlerini unutur.
Hiparaktif-dürtüsel
- Durduğu yerde duramaz; elleri, ayakları kıpır kıpırdır,
- Uzun süre oturmada sıkıntı yaşar,
- Çocukken koşar ya da tırmanır, yetişkinken yerinde duramaz,
- Sessizce bir şeyle meşgul olmada sıkıntı yaşar,
- Motor takılmış gibi veya düz duvara turmanırcasına hareketlidir
- Çok konuşur,
- Karşıdaki kişi sorusunu bitirmeden cevabı yapıştırır,
- Bekleme gerektiren ya da sırayla yapılan işlerde sıkıntı yaşar,
- Başkalarının sözünü keser
Birleşik dikkat eksikliği & hiperaktif-dürtüsel
- Yukarıda her iki gruptaki bulgulara bir arada rastlanabilir.

 DEHB farklı yaş dönemlerinde farklı görünüm sergiler. En sık görülen belirtileri şu şekilde özetleyebiliriz:
Bebeklik dönemi: Az ve düzensiz uyku , yeme problemleri, aşırı bağımlılık
Erken çocukluk: Aşırı hareketlilik , olaylara ve durumlara düşünmeden dalma, korku hissetmeme, bir obje dışındakine dikkat edememe
Okul öncesi dönem: Dikkati toplama güçlüğü, söz dinlememe, akranları ile iletişim ve oyun kurmada güçlük çekme, oyun oynarken başına buyruk davranma, amaca yönelik davranım azlığı, disipline yönelik olumsuz tavırlar sergileme
İlkokul: Dikkat toplama güçlüğü, dürtüsel ve saldırgan  davranışlar sergileme, yaşıtları ile ilişkide güçlükler, öğrenme güçlükleri, düşük kendilik algısı        
Ergenlik: Zayıf sosyal ilişkiler, antisosyal ve saldırgan davranışlar, yaşıtları ile ilişkilerde güçlük çekme, okul başarısızlığı, düşük kendilik algısı
Yetişkinlik: Akademik-kariyer başarısızlığı, iş ve evlilik yaşantısında sorunlar, alkol ve psikoaktif madde kullanımı, toplumsal kurallara uymakta zorluk
Her ne yaşta olursa olsun, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocukların ve yetişkinlerin doğru tanı alması ve uygun biçimde tedavi edilmesi ile daha mutlu , başarılı ve uyumlu bir yaşam sürdürmeleri mümkün olabilmektedir.