13 Eylül 2016 Salı

DEHB'de Psikososyal ve Çevresel Etkenler

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun etiyolojisinde biyolojik etkenlerin temel bir rol oynadığı bilinmektedir. Fakat psikososyal etkenler de öenmlidir ve psikososyal etkenler daha çok altta yatan biyolojik yatkınlıgı arttırıcı role sahiptirler. Yani çevresel faktörler bozukluğun kalıcılığını, eşlik eden bozuklukların gelişimini, hastalık seyrini etkileyebilir.
Bugüne kadar anne-baba-çocuk iliskisinde ve aile işleyişindeki çesitli bozuklukların, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu etiyolojisinde rol oynadığı öne sürülmüstür. Ancak, yapılan çok sayıda çalışmanın sonucu, bu etkenlerin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu  oluşumunda birincil etken olmadıklarını, ancak dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile yakın iliskili “karşıt olma – karşı gelme bozuklugu” ve “davranım bozuklugu” etiyolojisinde çok önemli bir yere sahip olduklarını göstermektedir.
Çevresel etkenler arasında, prenatal ve perinatal dönemi de içeren zamanlarda çesitli toksik veya allerjen maddelerle karşı karşıya kalmanın, DEHB etiyolojisinde rol oynadığı öne sürülmektedir. Bu konuda üzerinde durulan maddeler, nikotin, alkol, kurşun, hormonlar, katkı maddeleri ve besin boyalarıdır. Ancak, bu maddelerle karşılaşmanın, en azından DEHB olan bireylerin pek çoğunda, bozukluğun ortaya çıkmasındaki temel neden olmadığı bilinmektedir.
Rol oynadığı düşünülen diğer etkenler de düsük doğum ağırlığı ve yaşamın erken döneminde olan travmatik beyin hasarıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder